13 Çok Kısa Öykü

>1.
Bu gün bir türlü atmaya elimin varmadığı ıvır zıvırın durduğu dolabı açtım. Bir tomar tozlu fotoğraf üzerime düştü. Onlarcasını siyah bir çöp torbasına doldurup, dolabın üst rafına bozuk ütüyle, kokuşmuş kramponların üzerine sıkıştırmışım. Hepsi yerlere yayıldı. Bir zamanlar kendim dahil herkesin ne kadar genç olduğuna hayret ettiğim o korkunç fotoğrafları ellemek bile istemediğim için evden kaçarcasına çıktım. Bir gün döner toplarım.

2.
Telefondaki ses kendini tanıtmamakta diretiyordu. Bir zamanlar aşk yaşadığım bir kadın olduğunu ima eden cilveli bir edayla konuşuyordu. Yanlış numara olduğunu söylemek istemedim.

3.
Araba kullanıyordum. Radyonun istasyon düğmesi sayısal olmadığı için hangi frekanstan yayın yaptığını öğrenemediğim bir kanalda duydum: Çok az ömrüm kalmış. Şaşkınlıktan kaza yapıyordum. Son anda kanalı değiştirmeyi akıl ettim.

4.
Yirmi yıldır oturduğum mahallenin karakolunun önünden geçerken nöbet tutan polis memuruna her zamanki gibi selam verdim. Arkamdan koşup kolumu sertçe tuttu. Karakoldakilerin kimliğim konusunda kuşkuları olduğunu söyledi. Soğuk soğuk terledim. O gün hayatımda bazı değişiklikler yapmaya karar verdim. Sonradan şaka yaptığını anladım ama artık çok geçti. Kararlarımı uygulamaya koymuştum.

5.
Üzgün olduğum bir gece, kartpostal koleksiyonumu komşunun oğluna verdim. İyi ki önceden hepsinin fotokopisini almışım.

6.
Olur olmaz zamanlarda uykum geliyor. Gizli gizli uyumayı alışkanlık haline getirdim. Fakat hiç rüya göremiyorum. Uyumadan önce eskiden görmüş olduğum rüyaları düşünüyorum. Rüya aleminin yanlış bir kapısından dışarı çıkmışım gibi geliyor, dönüş yolunu bulamıyorum.

7.
Birilerinin en kısa öykü yarışması düzenlemesini bekliyorum.

8.
Boş zamanlarımda çocukken çözemediğim matematik problemlerini çözüyorum.

9.
Geç kaldım.

10.
Lisedeki en yakın arkadaşım psikolog olmuş. Telesekreter fobisi olan hastalara baktığını öğrendiğimden beri onu aramıyorum.

11.
Sabahları kalktığımda kalbimin bomboş olduğunu hissediyorum. İçmek için bir bardağa su koyup dikkatle inceliyorum. Yanlışlıkla bir su perisi yutmak istemem.

12.
Karşıdan karşıya geçerken sağa sola bakmadığım için gündelik hayatım tehlikelerle doluymuş. Pencereden beni izleyen yaşlı komşumuz bir gün bu yüzden öleceğimi söyledi. Bunun beni şaşırtmayacağını söyledim. ‘Beni de’ diye cevapladı. Yaşlı gözleri hınzırca parlıyordu. Oturduğum daireyi torunu için satın almak istediğini nicedir biliyordum.

13.
İşyerindeki arkadaşlar benim için sürpriz bir doğum günü kutlaması hazırlamışlar. Çok şaşırdım ve sevindim. Onlara başka bir günde doğduğumu söylemedim. Onların da beni başkası sandıklarını çok sonra öğrendim.

14 Replies to “13 Çok Kısa Öykü”

  1. >Çok ilginç olmuş. Kısa kısa öykü diye bir tür var biliyorsunuz.Nitekim çok görmedim.Ama yarattığınız karakterin başının üstünde gezen kara bulutları. Her bir sahneyi çok net bir şekilde gördüm.Bir çok uzun öyküden daha tatmin edici buldum.Konsantre bir hayat, C vitamini için kilolarca portakal yemek yerine hapını almak gibi…İşte öyle bir şey. Siz olsaydınız daha güzel bi yorum yapardınız. İşte böyle dağıldı sözcüklerim okuyunca.Umarım gün içinde toplanır.Şimdi bu etkiden kurtulmak için gidip saçma şeyler yapmalıyım.Televizyon izleyip aptal şeylere gülmeli,yürüyüş yapıp bir şarkı tutturmalı.. "Normal"leşmeli, dağıttıklarınızı toplamalı.

    Beğen

  2. >Çok hoş öykücükler bunlar… Bu kısa öykülerin başka bir güzelliği oluyor, başka türlü bir yoğunluk… Yazılabilecek en yoğun öyküler kısa öykülerdir belki de… Zevkle okudum öykülerinizi…Kaleminize sağlık…

    Beğen

  3. >[3 ve 13]pek güzel roman konusu olabileceklermiş meğer.kelime kutucuğunda yazan kelimeyi de birinin ismi için kullanırsanız -"flarrold" yazıyor- isim annesi olduğum için gizli gizli gurur duyarım kendimle, kimseye söylemem merak etmeyin ;)not:flarrold neydi: kimbilebilir?

    Beğen

  4. >Bunlar altkitaptaki 'Kabuslar'ın içindeki onüç çok kısa öykü sanırım. O bütünlükten çıkınca, kendi başlarına daha az karamsar olmuşlar ve etkileri artmış sanki. Sizden yeni onüç çok kısa öykü daha beklediğimi söylemek istiyorum.

    Beğen

  5. >Hepsi harika.3. kısa öykü mükemmel. Tam tipim olmuş.5 ve 6. öykü sanki beni anlatmış. Pul koleksiyonumu vermiştim kız arkadaşımın sevgilisine [?] Hem de fotokopisini almayı düşünemeden:)Mahrumiyet bölgesindeyim. Yeni kitabınızı ancak hafta sonu elime geçirebileceğim:)

    Beğen

  6. >Ruhundan yana patolojisi olan birinin günlüğü gibi olmuş; yani bunları tek karakterin yazdığı düşünülecek olursa.Çok ilginç ve her bir maddeden yeniden üremeye de çok açık. Bize verdiğiniz ödevler geldi aklıma. Birini seçip ödev gibi üretesim var 🙂

    Beğen

  7. >sade ve etkileyici.hepsinde birbirine benzeyen derinden etkileyen bir hüzün var.ve hala garip bir şekilde ikinciyi tekrar tekrar okuyup yalnızlığıma pay çıkarıp hüzünleniyorum.

    Beğen

  8. >Söylenişiyle beraber herkesi korkutan bir sayıdır (13) onüç. Ama onüç sayısındaki öykü nev i şahsa (numaraya) münhasır olmuş (!). Keyifle okudum. Eliniz dert görmesin.

    Beğen

  9. >Cevap bulamadigim soru su; yazdikca kendimizi icin yerlestirdigimiz bir cerceve mi tasarliyoruz, yoksa hangi cercevenin icinde oldugumuzu ve onun icindeki konumumuzu mu desifre ediyoruz?

    Beğen

  10. >Neyseki tembelliğimi son yazınız yüzüme vurdu. Çok önce aklıma gelen şeyi şimdi yapmak durumunda kaldım. Bir önemi kaldı mı son yazınızdan sonra bilemiyorum ama yine de insanda değişik bir ruh hali oluşturuyor geriye doğru giden bir sarmalın içinde dönüyor olmak.İşyerindeki arkadaşlar benim için sürpriz bir doğum günü kutlaması hazırlamışlar. Karşıdan karşıya geçerken sağa sola bakmadığım için gündelik hayatım tehlikelerle doluymuş. Sabahları kalktığımda kalbimin bomboş olduğunu hissediyorum.Lisedeki en yakın arkadaşım psikolog olmuş. Geç kaldım.Boş zamanlarımda çocukken çözemediğim matematik problemlerini çözüyorum. Birilerinin en kısa öykü yarışması düzenlemesini bekliyorum.Olur olmaz zamanlarda uykum geliyor. Üzgün olduğum bir gece, kartpostal koleksiyonumu komşunun oğluna verdim.Yirmi yıldır oturduğum mahallenin karakolunun önünden geçerken nöbet tutan polis memuruna her zamanki gibi selam verdim.Araba kullanıyordum. Telefondaki ses kendini tanıtmamakta diretiyordu. Bu gün bir türlü atmaya elimin varmadığı ıvır zıvırın durduğu dolabı açtım.

    Beğen

  11. >Bazen aklıma gelen bir fikri, cümleyi uzun uzadıya anlatmam gerekirmiş gibi zorluyorum kendimi yazmaya. Sanki başka türlü anlaşılamayacakmış gibi. İnsan kendi kendine daha çok haksızlık yapıyor galiba. Ama başka birinden okuyunca "kısa ve öz" öykücükleri, anlıyor o zaman.

    Beğen

  12. Güzel öyküleriniz. Özellikle de ikincisi.
    Bir tane de benden.

    Depremden beri bu metrodaydı. İki ağabey, anne ve babadan geriye bir tek o kalmıştı. 2000 yazıydı. İnsanlar sokaklarda meşalelerle Galatasaray’ın UEFA zaferini kutladıklarında bile buradan ayrılmamıştı. “Korkuyorum.” demişti umutsuz gözlerle.

    Devamı Karya’dan Yazılar’da.

    Beğen

Yorum bırakın